PROJEDE 1. GÜN: İLK GÜNÜN HEYECANI İLE OYUNA BAŞLANGIÇ

Bugün 07 Eylül 2018 Cuma... Projenin ilk günü.

Ankara'dan yaklaşık yedi saat süren bir gece yolculuğundan sonra sabahın erken saatlerinde Denizli'deyim.

Nasıl bir yerdir bu Denizli? Nasıldır insanları? Ne yerler, ne içerler? Neler yaparlar? Nereye giderler? Var mıdır güzellikleri bu şehrin? Elbette vardır her yerin olduğu gibi...

Çok sevdiğim şeylerden birisi de yeni bir yere gitmeden önce araştırma yapmak, yukarıdaki ve benzeri soruları sorarak kendimce bir "şehir profili" çıkarmak... Ne kadarını bulacağım? Ne kadarına vakıf olacağım? Proje programı da çok dolu ama :)... Bakalım, nasip! Kısmetimizde ne kadarı varsa artık.

Otel Yöneticisi Sedat Bey ile görüşmelerimizde, otelin yoğunluk durumuna göre erken giriş yapabileceğimiz bilgisi verilmişti. Erken giriş yapabileceğim ve gece yorgunluğunu atarak etkinliğe dinç bir başlangıç yapabileceğim umudu ile otele geldim. Ancak karşılaştığımız manzara öyle söylemiyordu ben ve benimle aynı anda otele gelen birkaç katılımcı arkadaş için... Mecburen otelin lobisinde günün iyice aydınlanmasını, boşalan odaların hazırlanarak bize teslim edilmesini bekledik.

Olsun... Hafif ürperten bir serinlikte ve mis gibi temiz havada terasta oturup çay içmek, umutla odamıza girerek dinlenmeye geçeceğimiz anı beklemek de güzeldi. Sabır en güzel meyvedir sonuçta :)

Denizli ile ilgili ilk tespitim: Havası mis!

Sabreden derviş misali saat 10.30 gibi odalarımıza yerleştik ve dinlenebildiğimiz kadar da dinlendik.

Ankara'dan tanıdığım ve uzun zamandır da görmediğim sevgili oda arkadaşım Nihan FEYMAN GÖK ertesi gün etkinliğe dahil olacağı için oda ile ilgili düzenlemeleri de yaptıktan sonra projenin başlayacağı Pamukkale Üniveristesi Kampüsü'ne doğru yola çıktım. Ağaçlı, geniş ve güzel bir caddeden yürüyerek, 20 dakika gibi bir zamanda, 13.30'da Eğitim Fakültesi binasına ulaştım. Girişte öğlen yemeğinden dönen proje ekibi ve bazı katılımcılarla birlikte ilk günkü eğitim etkinliğinden sorumlu Prof. Dr. Belma TUĞRUL ile karşılaştım. Projedeki ilk etkinliğimiz Fakülte girişinde anı fotoğrafı çektirmek oldu. :) Belma Hoca her zaman sahip olduğu pozitif enerjisi ve güler yüzü ile yorgunlukların izini siliverdi birden... Yorgunluk kendini merak duygusunun kollarına bırakıverdi.

Yeni yüzler, tanıdık simalar, ortak tanıdıklar... Açılış konuşmaları, selamlaşmalarla birlikte OBİ ve "Oyun" süreci de  böylece başlamış oldu. 

OYUN KONUŞUR!
BİZİM, ÇOCUĞUN OYUNUNDAN YARARLANMAMIZ LAZIM!
HEPİMİZİN "ÇOCUK" ÖZGEÇMİŞİ VAR. ÇOCUKLARIN "YETİŞKİN" GEÇMİŞİ YOK! gibi hepsi birer slogan niteliğinde olan Belma Hoca'nın güzel yorumları ile "oyun"u yorumlamaya başladık.

Oyunu, oyun oynayarak yorumladık tabi ki... Sanki herkes oyun oynamaya aç! Hangi yaşta olursa olsun, ortamını bulunca içimizdeki çocuk açığa çıkmak için fırsat kolluyor ya...Yoklamalar alındı, çocukça... Tanışmalar yapıldı, çocukça... Sanat etkinlikleri... o da çocukça!

Hareket, düşünme, etkileşim... Oyun bunların hepsi! Öğretmenler, veliler, yöneticiler biliyor mu oyunun değerini? 

Ara sıra yapılan şeyler var sınıfta... her zaman yapılan... ve hiç yapılmayan! Öğretmen ne zaman ve hangi şartlarda, nasıl yararlanmalı bunlardan? Nasıl işe koşmalı? Neyi, nasıl yapmalı? Hepsinin cevabını bulduk yapılan etkinliklerle, paylaşılan duygu ve düşüncelerle... 

Peki, "oyun" gibi masum ve herkesçe sevilen bir etkinlik bir krize dönüşebilir mi acaba? Nedir oyunu bir kriz haline getiren durumlar? Yine oyun oynayarak, dramatik oyun olarak ifade edildi kriz yaratan durumlar...

İnatçı çocuklar vardı bu sefer sahnede... Boşvermiş ve teslim olmaya hazır anne-babalar, dirençli ve aldırmaz yöneticiler, oyun çocuğun hakkı, biz de bu hakkın bekçileriyiz diyen dirayetli öğretmenler...



Hepsinde oyun tezahür etti farklı halleriyle... Bir kez daha inandık ki, oyun çocuğun işi... Aslında oyun herkesin işi!

Oyun dersini iyi ki ben veriyorum lisans programında diye düşünüyorum. Oyunun önemine güçlü vurgular yapmaya hız kesmeden devam edeceğim elimden geldiğince.

Peki dijital oyun bunun neresinde??

Dijital oyuna hızlı bir giriş yapmadan önce, "oyun" deyince akla gelen duayen bir isimle oyunun farkına varma fikri, tadına varma fikri muhteşemdi bence! 

Sonuç olarak, gün bittiğinde herkeste oluşan ortak düşünce şu oldu sanırım: "Belma Hoca ile daha çok paylaşımda bulunsaydık keşke!"

İlk günün enerjisi muhteşem oldu böylece...

Başlangıç iyi oldu!


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar