PROJEDE 5. GÜN: İLK GÜN DE SÖYLEMİŞTİM... İYİ Kİ GELMİŞİM!


Bugün 11 Eylül 2018 Salı…

Oyun Bizim İşimiz Projesi’nde beş gün geride kaldı. Sona doğru yaklaşıyoruz artık. Yoğun ve yorucu geçen günlere rağmen tüm grup üyelerinin uyumu ve enerjisi, bize sağlanan güzel imkanlar, Fakülte’deki ilgili güleç yüzler, oteldeki konfor ve ilgi, yapılan birbirinden güzel sosyal etkinlikler bütün yorgunluğumuza rağmen enerjimizi ayakta tutan unsurlar olarak öne çıkıyor. Bir proje hazırlanırken nelere dikkat edilmeli sorusunun bütün cevapları bu etkinlikte mevcut ve daha ilk gün söylediğim “iyi ki gelmişim” sözü gün geçtikçe pekişiyor. Aynı sinerji ile etkinliği tamamlayabilmek, en büyük umudum ve dileğim. J

Bu vesile ile tekrar Sayın Hocamız Prof. Dr. Nesrin IŞIKOĞLU ERDOĞAN’a, Proje Eğitmenlerine, Projenin Rehber Ekibine, farklı şehirlerden gelen değerli akademisyen hocalarıma ve belki bu projeden bizden daha çok yararlanacaklarına inandığım birbirinden değerli genç meslektaşlarıma çok teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum bundan sonraki yaşamlarında… J

Gelelim bugüne… Teknolojiyi kullanmak/kullandırmak iyi güzel de, neye göre ve nasıl olmalı bu iş ve kimler bu işin içinde yer almalı sorularına kafa yorarak başladık güne.

Amerika’da Erikson Tec Center, NAEYC gibi erken çocukluk eğitimi alanında söz sahibi kuruluşların dijital medya kullanımı ile ilgili yayınlamış oldukları ilkeler ve önerilerden yola çıkarak, kendi ülkemiz için ne gibi uygulamalar yapılabileceği konusunu tartıştık küçük gruplar halinde. Bizim grubumuzun payına düşen ailelere ve doktorlara (sağlık çalışanlarına) yönelik bir öneri kılavuzu geliştirmek oldu. Üç farklı grup tarafından tartışılan farklı konularla ilgili olarak hepsi birbirinden güzel öneriler ortaya çıktı. Ailelerin, çocuk doğduktan sonra ilk adım attıkları ve etkileşimde bulundukları ASM’lerden (Aile Sağlığı Merkezi) konu bağlamında daha etkili yararlanmakla ilgili pek çok güzel öneri sunuldu. Aynı zamanda dijital teknolojinin kullanımı ile ilgili yasa düzenleyici paydaşların görev ve sorumlulukları ile ilgili de pek çok yeni fikir ortaya atıldı.

Günün ikinci bölümü, dün öğrenilen Tinkercad programı üzerindeki uygulamaların pekiştirilmesi ile devam etti. Ek olarak üç boyutlu yazıcı teknolojileri daha ayrıntılı olarak tanıtıldı.
Sonuç olarak, konular derinleştikçe ve irdelendikçe, dijital dünya yeri geldiğinde herkesin bilerek ya da bilmeyerek düşeceği dipsiz bir kuyu gibi diye düşünmeden edemiyor insan… 

Bugünün özeti mi?... Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete dememek için, yabancılık hissetmemek için, bir an önce tanışmalı herkes dijital dünya ile…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar